Ziynet Eşyası Alacağı Davası

I. Ziynet Eşyaları Nedir?

Ziynet eşyaları, genellikle değerli madenlerden ve taşlardan yapılmış olan takılardır. Bu takılar, evlilik merasimlerinde gelin ve damada hediye olarak takılır. Özellikle düğün, nişan ve kına gecesi gibi geleneksel etkinliklerde büyük bir anlam taşır. Ziynet eşyaları, düğün, nişan gibi törenlerde hediye edilen değerli takılardır. Bilezik, kolye, yüzük gibi takılar ve altınlar ziynet eşyası olarak kabul edilir.

II. Ziynet Eşyasının Hukuki Niteliği

Ziynet eşyaları, hukuki olarak taşınır mallar arasında yer alır. Türk Medeni Kanunu’na göre, evlilik merasimi sırasında takılan ziynet eşyaları, gelin ve damada bağışlanmış kabul edilir. Bu eşyalar, boşanma gibi durumlarda önemli bir mal paylaşım konusunu oluşturur.

Eşlerin malları, edinilmiş mal ve kişisel mal olarak ikiye ayrılır. Edinilmiş mallar, evlilik süresince elde edilen ortak mülkleri ifade ederken, kişisel mallar ise her eşin kendisine ait olan mülklerdir. Türk Medeni Kanunu’nun 220. maddesi, kişisel malları detaylandırır. Ziynet eşyalarından kadına veya erkeğe özgü olanlar kişisel mal sayılırken, ortak özellik gösterenler edinilmiş mal olarak değerlendirilir. Bu durum, boşanma veya mal ayrılığı davalarında önemli bir rol oynar.

III. Ziynet Eşyası Kime Aittir?

Evlilik sırasında takılan ziynet eşyalarının kime ait olduğu, taraflar arasındaki anlaşmalara veya yerel örf ve adetlere bağlıdır. Eğer taraflar arasında bir anlaşma yoksa, genel kural şu şekildedir:

  • Kadına takılan ziynet eşyaları, kadına aittir.
  • Erkeğe takılan ziynet eşyaları, erkeğe aittir.
  • Her iki cinsiyete özgü olan takılar, her iki tarafın ortak malı olarak kabul edilir.

Ziynet eşyaları, genellikle özel bir kutuda veya torbada saklanır. Eğer bu kutudaki eşyaların cinsiyete özgü olup olmadığı belirsizse, bu durumda ortak mal kabul edilir. Taraflar arasında bir ihtilaf yaşandığında, yerel gelenekler ve örfler de dikkate alınarak karar verilir.

IV. Ziynet Eşyası Alacağı Davası

Ziynet alacağı davası, eşlerin veya yakınlarının, evlilik merasimi sırasında takılan ziynet eşyalarının veya değerlerin geri verilmesi amacıyla açtıkları bir davadır. Bu dava, ziynet eşyalarının aynen geri istenmesi üzerine kurulabilir; ancak çoğunlukla, ziynet eşyalarının değerinin para olarak talep edilmesi söz konusudur.

Ziynet alacağı davası, bağımsız bir dava olarak açılabileceği gibi boşanma davası ile birlikte de açılabilir. Mal ayrılığına ilişkin bir durum olması gerekmez; yani taraflar boşanmadan önce veya sonra bu davayı açabilirler. Ancak genellikle bu dava, boşanma davasıyla birlikte görülmektedir.

Ziynet alacağı davasını açma yetkisi, ziynet eşyası kendisinden rızası dışında alınan eşe aittir. Eğer davalı eş vefat etmişse, davayı mirasçılarına karşı açmak mümkündür. Ayrıca, ziynet eşyaları üzerinde hak iddia eden üçüncü kişiler için Yargıtay bazı şartlar arar: Üçüncü kişinin eşlerle birlikte yaşaması, davaya konu ziynet eşyaları üzerinde ihtilaf çıkması ve üçüncü kişinin sorumlu olması gibi durumlar gereklidir.

1. Görevli ve Yetkili Mahkeme

Ziynet alacağı davası, aile mahkemesinde açılacaktır. Eğer dava boşanma davasından bağımsız olarak açılırsa, bu durumda görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Eş dışındaki kişilere karşı açılan davalarda da asliye hukuk mahkemesi yetkilidir. Yetkili mahkeme ise genel esaslara göre belirlenir ve davalının yerleşim yeri mahkemesi esas alınır.

2. Ziynet Eşyası Alacağı Davasının Ne Zaman Açılacağı ve Zamanaşımı Süresi

Ziynet alacağı davası, boşanma davasıyla birlikte açılmak zorunda değildir. Eğer ziynet eşyaları hala mevcutsa, zamanaşımı süresi yoktur. Ancak eşyalar satıldıysa ve artık mevcut değilse, nakit iade talep edilebilir. Bu durumda zamanaşımı süresi, boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıldır.

3. Erkek Bakımından

Erkek, kadına ait ziynet eşyalarını geri almak için, bağışlamanın geri alındığını ileri sürebilir. Bu davada yalnızca kendi taktığı ya da kendisine özgü takılan ziynet eşyalarını geri isteyebilir. Eğer kadın zina yapar veya haysiyetsiz bir hayat sürerse, erkek bağışlamayı geri alabilir. Ayrıca, erkek, sakatlanması nedeniyle çalışma gücünü kaybederse ziynet eşyası alamayabilir.

V. Ziynet Eşyası Alacağının İspatı

Ziynet alacağı davasının kabulü için üç şartın birlikte gerçekleşmesi gerekir:

  1. İade talebinin varlığı: Davacı, ziynet eşyalarını geri istemektedir.
  2. Ziynet eşyasının varlığının ispat edilmesi: Eşin, talep ettiği ziynet eşyalarının gerçekten var olduğunun gösterilmesi gerekir.
  3. Ziynet eşyasının davacıda kalmadığının ispat edilmesi: Davacının, ziynet eşyalarının kendisinde bulunmadığını kanıtlaması gereklidir.

Kadın, ziynet eşyalarını geri istemek için genellikle iki hususu ispat etmelidir. İlk olarak, eşyaların evlilik merasimi sırasında takıldığını gösteren belgeleri (örneğin düğün videosu) sunması gerekir. İkinci olarak, ziynet eşyalarının kendisinde olmadığını ve rızası dışında alındığını kanıtlamalıdır.

Yargıtay, kadının ziynet eşyalarının yanında olmadığı varsayımını kabul eder. Eğer kadın, fiziksel şiddete maruz kalmışsa veya evden zorla atılmışsa, bu durum davada kadının lehine bir karine oluşturur. Kadın, ziynet eşyalarının kocası tarafından alınıp satıldığını veya başka bir amaçla kullanıldığını da tanıklarla ispatlayabilir.

1. Kadın Bakımından

Kadın, ziynet alacağını geri almak için iki önemli hususu ispatlamak zorundadır. İlk olarak, ziynet eşyalarının düğün merasimi sırasında takıldığını kanıtlamalıdır. İkinci olarak, eşyaların kendisinde olmadığını ve elinden alındığını ispat etmelidir. Eğer kadın fiziksel şiddet mağduru olmuşsa, Yargıtay bu durumu göz önünde bulundurarak kadının ziynet eşyalarını yanına alamadığı sonucuna varabilir.

Kadın, ziynet eşyalarının kocası tarafından satıldığını ya da başka harcamalarda kullanıldığını kanıtlayabilir. Bu durumları belgelemek için tanık ifadeleri, bankadan alınan belgeler gibi deliller kullanılabilir. Yargıtay, ziynet eşyalarının bozdurulması durumunda, kadının nakit karşılığını alması gerektiğine hükmetmiştir; bu durum, kadının ziynet eşyalarının başka amaçlarla kullanıldığı durumlarda bile geçerlidir.

2. Erkek Bakımından

Erkek, davalı konumundadır ve ziynet eşyalarının kadında olduğunu veya geri istenmemek üzere verildiğini kanıtlamak zorundadır. Eğer kadın, zorla evden çıkarılmışsa ya da fiziksel şiddete maruz kalmışsa, erkek bu durumda kadının ziynet eşyalarını yanında

götürdüğünü ispat etmekle yükümlüdür. Eğer kadın ziynet eşyalarını yanında götürmediyse, erkek, ziynet eşyalarının geri istenmemek üzere kendisine verilmiş olduğunu kanıtlamaya çalışmalıdır. Bu durumda, eşyaların kadın tarafından rızasıyla verildiğini ispatlamak, erkeğin sorumluluğundadır.

Bu noktada, ziynet eşyalarının hukuki niteliği ve paylaşım süreçleri, taraflar arasındaki ilişkilerin ve evlilik kurumunun önemini vurgulamaktadır. Evlilik sürecinde edinilen ziynet eşyalarının doğru bir şekilde değerlendirilmesi, hem maddi hem de manevi açıdan önemli sonuçlar doğurabilmektedir. Eşler arasındaki bu tür anlaşmazlıklar, hukukun yanı sıra sosyal ve kültürel dinamikler açısından da titizlikle ele alınmalıdır.

Benzer Yazılar:

Ziynet Eşyası Alacağı Davası QR Kodu