Olağanüstü Kanun Yolları: Adaletin Son Kalesi

Hukuk davalarında, mahkemelerin verdiği kararlar her zaman doğru ve adil olmayabilir. Bu nedenle, hukuk sistemimizde, hatalı kararların düzeltilmesi ve adaletin sağlanması için “kanun yolları” adı verilen mekanizmalar bulunmaktadır. Bu kanun yolları, genellikle “olağan” ve “olağanüstü” olmak üzere ikiye ayrılır. Olağan kanun yolları (istinaf ve temyiz), henüz kesinleşmemiş kararlara karşı kullanılırken, olağanüstü kanun yolları, kesinleşmiş kararlara karşı başvurulabilen son çare niteliğindedir.

Olağanüstü kanun yolları, adaletin sağlanması ve hukukun üstünlüğünün korunması açısından büyük önem taşır. Bu yollar sayesinde, kesinleşmiş kararlarda bile hatalar düzeltilebilir ve hak kayıplarının önüne geçilebilir.

Olağanüstü Kanun Yolları Nelerdir?

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK), iki tür olağanüstü kanun yolu öngörmektedir:

  1. Yargılamanın İadesi (Yenilenmesi): Kesinleşmiş bir kararın, yargılama sırasında yapılan ağır bir hata nedeniyle yanlış olduğu ortaya çıktığında başvurulan bir yoldur.
  2. Kanun Yararına Temyiz: Kesinleşmiş bir kararın, yürürlükteki hukuka aykırı olduğu düşünüldüğünde başvurulan bir yoldur.

Yargılamanın İadesi (Yenilenmesi)

Yargılamanın iadesi, kesinleşmiş bir kararın aşağıdaki nedenlerle yeniden görülmesini sağlayan bir yoldur:

  • Mahkemenin kanuna uygun olarak kurulmamış olması
  • Davaya bakması yasak olan bir hakimin karar vermiş olması
  • Vekil veya temsilci olmayan kişilerin huzurunda davanın görülmüş olması
  • Karara esas alınan belgenin sahte olması
  • Tanığın yalan tanıklık yapması
  • Bilirkişi veya tercümanın kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunması
  • Karara esas alınan yeminin yalan olması
  • Karara esas alınan bir hükmün sonradan ortadan kalkması
  • Kararın, İnsan Hakları Sözleşmesi’ni ihlal etmesi

Yargılamanın iadesi talebi, kararı veren mahkemeye yapılır ve 3 ay içinde yapılması gerekir. Mahkeme, talebi inceleyerek yargılamanın yenilenmesine veya reddine karar verir.

Yargıtay Kararlarına Örnek

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 30.06.2010 tarihli ve 2010/1-303 Esas, 2010/358 Karar sayılı kararında, çapa dayalı el atmanın önlenmesi davasında, tarafları ve konusu aynı olan iki ayrı dava hakkında çelişkili kararlar verildiği ve davacının yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunduğu bir olay ele alınmıştır. Kurul, aynı dava için iki farklı karar verilmesinin yargılamanın yenilenmesi sebebi olduğunu belirtmiş ve mahkemeyi, yargılamanın yenilenmesi talebini incelemeye ve sonucuna göre karar vermeye yönlendirmiştir.

Bu karar, Yargıtay’ın yargılamanın yenilenmesi konusunda verdiği önemli kararlardan biridir ve aynı dava için çelişkili kararlar verilmesi durumunda yargılamanın nasıl yenilenmesi gerektiği konusunda yol gösterici niteliktedir.

Kanun Yararına Temyiz

Kanun yararına temyiz, kesinleşmiş bir kararın yürürlükteki hukuka aykırı olduğu düşünüldüğünde, Adalet Bakanlığı veya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan bir temyiz talebidir. Bu yol, daha çok kamu yararını korumak ve hukuka uygunluğun sağlanmasını amaçlar.

Ceza Hukukunda Kanun Yararına Temyiz

Ceza hukukunda kanun yararına temyiz, şüpheli veya sanık lehine sonuç doğurabileceği gibi aleyhine de sonuç doğurabilir. Yani, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, kesinleşmiş bir mahkumiyet kararına karşı kanun yararına temyiz yoluna başvurabileceği gibi, kesinleşmiş bir beraat kararına karşı da temyiz yoluna başvurabilir.

Hukuk Yargılamasında Kanun Yararına Temyiz

Hukuk yargılamasında kanun yararına temyiz, sadece kararın hukuka uygunluğunu denetler ve yürürlükteki hukuka aykırı kararların düzeltilmesini sağlar. Bu temyiz türü, tarafların lehine veya aleyhine bir sonuç doğurmaz. Yani, Yargıtay, kanun yararına temyiz sonucunda kararı bozsa bile, bu bozma, tarafların hak ve yükümlülüklerini etkilemez.

Yargıtay Kararlarına Örnek

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.03.2020 tarihli ve 2016/11-1150 Esas, 2020/148 Karar sayılı kararında, resmi belgede sahtecilik suçundan sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına (HAGB) karar verilmiş, ancak itiraz mercii olan Tunceli Ağır Ceza Mahkemesi, HAGB koşullarının bulunup bulunmadığına dair şekli bir inceleme yaparak, suçun ispatı ve hukuki nitelendirmesi konularına girmemiştir.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, itiraz merciinin HAGB kararını sadece şekli olarak değil, esası bakımından da incelemesi gerektiğini belirterek kanun yararına bozma talebinde bulunmuştur. Ceza Genel Kurulu, bu talebi kabul ederek, itiraz merciinin HAGB kararını hem maddi hem de hukuki yönden incelemesi, gerekirse delilleri değerlendirmesi ve suçun unsurlarının oluşup oluşmadığına dair bir karar vermesi gerektiğini hüküm altına almıştır.

Bu karar, itiraz merciinin HAGB kararlarını incelerken sadece şekli şartlarla sınırlı kalmaması ve gerektiğinde esasa dair bir değerlendirme yapması gerektiğini gösteren önemli bir örnektir.

Kanun Yararına Temyiz Sonucunda Yargıtay Kararı

Kanun yararına temyiz sonucunda, Yargıtay, kararı “kanun yararına bozar”. Bu bozma, ceza hukukunda şüpheli veya sanığın lehine veya aleyhine sonuç doğurabilirken, hukuk yargılamasında kararın hukuki sonuçlarını ortadan kaldırmaz ve tarafların hak ve yükümlülüklerini etkilemez.

Olağanüstü Kanun Yollarının Önemi

Olağanüstü kanun yolları, hukuk sistemimizin adalet ve hakkaniyete uygun çalışmasını sağlayan önemli mekanizmalardır. Bu yollar sayesinde, kesinleşmiş kararlarda yapılan hatalar düzeltilebilir ve hak kayıplarının önüne geçilebilir.

Olağanüstü Kanun Yolları: Adaletin Son Kalesi QR Kodu